Zeytin yaprağı, asırlardır halk ilaçlarında kullanılmaktadır. Örneğin; 1800’lü yıllarda malarya(sıtma) salgınına karşı kullanıldığı bilinmektedir. Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü, zeytin yaprağının, 21. yüzyılın en önemli doğal antimikrobiyal, antiviral bir etkiye sahip çok önemli bir bitki olduğunu belirtmiştir.
Yapılan araştırmalara göre zeytin yaprağı içindeki en etken madde polifenolik antioksidanlardan biri olan oleuropeindir. Oleuropein, vücutta ”kalsiyum elenolat”a çevrilir. Oleuropeinin içeriğindeki elonoik(eleonik-oleanolik) asidin; antibakteriyel, antifungal ve antiviral özellikleri laboratuvar koşullarında kanıtlanmıştır.
Oleuropein aynı zamanda tedavi edici etkiye sahip sekoiridoit (Hipotansif, spazmolitik, antioksidan. Renal ve sindirim eliminasyonunu artırmak amacıyla kull.) bir glikozitdir. Glikozitler, bitkilerin yapraklarında bulunmakla berâber, genellikle meyve kabuk ve kökünde bulunurlar. Polarize ışığı daha çok sola çeviren, renksiz, kristalimsi, acı maddeler olup, su veya alkolde çözünürler. Glikozit yapı, bazı şekerlerle şeker olmayan başka bir maddenin birleşmesiyle ortaya çıkan maddeye verilen addır. Bakterilerin hücre duvarını etkileyerek doğal yolla bağışıklık sistemini güçlendirirler.
2005 yılında Avustralya’da yapılan bir çalışma, zeytin yapraklarındaki anioksidan kapasitesinin, vitamin C’de bulunandan 5 kat fazla, yeşil çay ve üzüm çekirdeğindekinden de 2 kat fazla olduğunu ortaya koydu. Aynı zamanda bu çalışma, zeytin yaprağı ekstraktında bulunan antioksidanların, üzüm çekirdeği ve vitamin E’de bulunan antioksidanlardan, zararlı serbest radikalleri uzaklaştırması bakımından çok daha güçlü olduğunu tespit etti.
Zeytin yaprağı, çay olarak tüketildiğinde vücuda alınan oleuropein, elenolik aside dönüştürülür. Elenolik asit, daha önce de belirttiğimiz gibi antimikrobiyal etkiye sahiptir. Bakterilerin hücre duvarını etkiler.
Yaprakta bulunan maddeler, zeytinin türüne, uygulanan kültürel tedbirlere, yetiştiği bölgeye ve hasat zamanına göre farklılıklar gösterir. Fenolik(bitkisel kaynaklı besinlerin lezzetine ve rengine etki eden, bir madde) ve flavonait(kansere karşı koruyucu antioksidan) bileşikler, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirip hastalıklara karşı dirençli olmasını sağlar. Yaprakta 60-90mg/gr oranında oleuropein bileşiği bulunmaktadır.

Antioksidan Etkisi
Antioksidanlar, vücudumuzda kimyasal reaksiyonlar sonucu oluşan veya dışarıdan sigara, alkol, kirli hava vs. ile alınan zararlı maddelerin nötralize edilmesini sağlar. Antioksidanların yardımı ile hastalıkların oluşumu önlenebilir, hormonal denge korunabilir, yaşlanma süreci geciktirilebilir. Zeytin ürünlerinde bulunan biyofenoller, insan hayatı için önemli olan antioksidan, antimikrobiyal ve serbest radikallere karşı aktivite göstermektedir.
Damarlar Üzerine Etkisi
Canlı vücudunda(İnvivo) şartlarda yapılan birçok çalışma; oleuropeinin, vasodilator(damar genişletici) etki yaptığını, tansiyonu düşürdüğünü ve anti-aritmik özellik gösterdiğini ortaya koymuştur. Aynı zamanda LDL kolesterol seviyesinde düşmeye neden olduğu sonucuna varılmıştır. Kalp rahatsızlıklarında zeytin yaprağı çayı ile iyi sonuçlar elde edilmektedir. Laboratuvar ve klinik çalışmaların sonucu olarak zeytin yaprağı çayının; kalp yetmezlikleri, damar tıkanıklıkları üzerinde de etkili olduğu bulunmuştur. Zeytin yaprağı, kalbe olan kan dolaşımını arttırır. Kalp kasının pompalama hareketini geliştirilerek, kalp krizlerini önlemeye yardım eder. Zeytin yaprağında bulunan fenolik bileşiklerin, damar içi plak oluşumunu engellediği saptanmıştır.
Hypoglisemik Etkisi (KŞSD)
Yapılan in-vivo çalışmalarda, zeytin yaprağının etken maddesi oleuropein, hipoglisemik etki göstermiş ve yüksek kan şekeri seviyesinde düşme gözlenmiştir.
Anti-Viral Etkisi
Zeytin yaprağındaki etkin bileşiklerin, virüs enfeksiyonları (nezle, grip vs) üzerindeki etkisi araştırılmış ve düşük konsantrasyonlarda dahi etkili olduğu saptanmıştır. Yapraktaki, oleuropein içeriği dolayısıyla HIV(AIDS’e yol açan virüs) Protease enzimini((HIV’in önemli bir yapı parçası)) ve Viral Reverse Transcriptasi’yi engeller. Bu da virüslerin kopyalanmasını engelleme kabiliyeti anlamına gelir. Son yıllarda HIV virüsü taşıyan AIDS hastaları tarafından alternatif tedavide de kullanılmaya başlanmıştır. Zeytin yaprağı özütünün bu hastalarda ilaç tedavisini tamamlayıcı olarak kullanılması, bağışıklık sistemini güçlendirici, kronik yorgunluğu azaltıcı, tıbbi tedavinin etkisini artırıcı etkisinden kaynaklanmaktadır.
Kronik rahatsızlıklar çeken, immün sistemi zayıflamış, sağlıklarını kazanmak için ekstra desteğe ihtiyacı olan insanlar için faydalıdır. Zeytin yaprağı, virüsleri yok etmeğe iki şekilde yardım eder. Birincisi virüsün çoğalma yeteneğine müdahale ederek virüsün yayılmasını önler. İkincisi ise immün sistemini daha fazla hastalıkla savaşan hücre üretmesi için destekler.
Metabolizma
Oleuropein içeriği dolayısıyla kronik yorgunluk sendromunun bazı semptomlarını azaltır. Bu kronik yorgunluk sendromunda etkisi fazlaca olan mycoplasma bakterisinin zeytin yaprağınca elimine edilmesinden kaynaklandığı düşünülmektedir.
Sindirim sistemi
Zeytin yaprağı, zararlı bakteriler yüzünden oluşan ishalleri hafifletir. Ülserdeki mide asidi salgısını azaltır. Peptik ülserleri azaltır. Besinlerin barsak emilimini arttırır. Kabızlığı önler. Yaprak ve kabukları, bağırsaktaki solucanları düşürür. İnfüzyonu iştah açıcıdır.
Solunum sistemi
Zeytin yaprağı, bahar nezlesini azaltır. Farenjiti hafifletir, zararlı mikroorganizmalarla oluşan ve enfeksiyona sebep olan pnömoninin birçok şeklini zayıflatır. Kronik sinüzitler için oldukça iyi bir iyileştiricidir.
Deriyi Besler-Korur
Zeytin yaprağı, derideki çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü hafifletir. Zeytinin yaprağından ve meyvesinden elde edilen sabun, şampuan gibi temizlik maddeleri, kozmetik dünyasının en çok tercih ettiği ürünler arasındadır. Hücre yenileyici özelliği sayesinde cilt yaşlanmalarına karşı koruyucu, canlandırıcı, etkiye sahiptir. Cildin nemli kalma yeteneğini arttırır. Cildi sıkılaştırır ve esnekliğini arttırır ve selülit giderici etkileri vardır.
Özetle: Zeytin yaprağı, diyabette, hipertansiyonda, kardiyovasküler rahatsızlıklarda, gripte, kronik halsizlikte, kolesterolün düşürülmesinde, dejeneratif eklem rahatsızlıklarında, sinüzit ve vücudun doğal bağışıklık sisteminin desteklenmesinde kullanılabilmektedir. Potansiyel bir çok faydası bulunan bu zeytin yaprağı çayı tüketim dozu ile ilgili olarak lütfen doktorunuza danışın.
Hemen şimdi, doğal yöntemlerle gölgede kurutulan zeytin yaprağı çayımız ile tanışın!
Kaynak:
https://www.sagliklibeslenmedestegi.com/zeytin-yapragi–s73